top of page
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube

Konumuz Çoook Derin: Karma Aslında Ne?

  • Yazarın fotoğrafı: Astroloji Diyo
    Astroloji Diyo
  • 21 Eyl 2022
  • 2 dakikada okunur

Herkesin dilinden düşmeyen karma konusuna son sürat girelim dedik!


Karma en basit tabiriyle yaptığımız eylemlerin etkisinin bize geri dönmesi.


Bildiğimiz üzere enerji hiçbir zaman kaybolmuyor. İnsanların, hayvanların, bitkilerin ve hatta eşyaların bile bir enerji alanı var. Tabii ki eylemlerimizin de öyle. 


Bu yüzden, biz ne zaman başka birini veya bir durumu etkileyecek bir eylemde bulunsak (aydınlık veya karanlık), o eylemin enerjisi gelir, bizi yani asıl sahibini bulur. 


Hatta, bazen bizden sonra gelen kuşakları bile etkiler. 


Aynı şekilde biz de, bizden önceki atalarımızın veya kendi geçmiş yaşamlarımızın eylemlerinin bedelini ödüyor veya bereketini yaşıyor olabiliriz. 


Kimimiz de kendi hakkımıza girerek kendi karanlık karmamızı yaratırız. (Mesela birinin bizi sevmesi için kendimizi mağdur durumda bırakacak fedakarlıklar yaptığımızda, bize haksızlık yapıldığında gücümüz varken sustuğumuzda)


Bazı karmalar da toplumsaldır. Karanlık yanıyla düşünürsek; topluluğun yaptığı zulme ortak olduğumuzda, bütünü etkileyen şeylerde gücümüz varken mağdur tarafın sesi olmadığımızda, veya zulmedenleri alkışladığımızda bu karmayı yaratan gruba dahil oluruz. 


O zaman, karma kötüdür diyebilir miyiz?

Karmanın anlatmak istediği bir şey, vermek istediği bir mesaj vardır. O mesaj alınana kadar kendini tekrarlamaya devam eder. Bizi her ne kadar zora soksa da, ruhsal planımız için gereklidir. 


Üstelik, her karma kötü sonuçlarla gelmez. Bazı insanların son anda çok kötü bir duruma düşmekten kurtulduğunu görüp “verilmiş sadakan varmış” deriz ya hani, işte o da aslında karmanın ta kendisidir. Aydınlığa giden aydınlık sonuçlar alır. 


Astrolojik olarak baktığımızdaysa, karmalarımızı yaratmak için iki dünyevi boyutu temsil eden gezegene ihtiyaç duyarız. Biri ihtiraslarımız, arzularımız ve sahip olmak istediklerimizi temsil eden Venüs’tür. Venüs’ümüzün isteklerini karşılamak için Mars’ımızla harekete geçeriz. Yani karmalarımızı Venüs’ümüzün etkilediği Mars’ımızla yaratırız. 


Venüs veya Mars’ımız ne kadar iyi pozisyonda olursa olsun, birinin ya da kendi hakkımıza girdiğimizde (hemen olması gerekmez) bu gezegenler R, daha ağır durumlarda da S pozisyona geçer. Tabii ki, bu hayatta yarattığımız karmalarımızı haritamızda R veya S olarak göremeyiz. (Ancak sebepleri hakkında öngörülerde bulunulabilir.)


Eğer, bu iki gezegen iyi çalışmıyorsa ve biz bunu hissediyorsak fark etmemiz gereken bir şeyler var demektir. Mesajı gerçekten aldığımızda düzelir.


Eğer, dersimizi almazsak Venüs ve Mars ile yarattığımız karmalar, karmanın lordu Satürn ve karmanın efendisi Plüton ile ruhsal yolculuğumuzda bizi takip eder. Böylesi bir karma çok daha zor ve ağırdır. 


Neptün ve Uranüs ise bizim toplumsal karmalarımızı temsil eder. Eğer, onların iyi çalışmadığını düşünüyorsak bir yerde içinde bulunduğumuz bir toplulukla yanlış bir şeyler yapmışız demektir. Ancak kişisel noktalarla temasları halinde bu karmadaki payımızın bireysel veya daha büyük olduğunu öngörebiliriz.


Bu hayatta yaratabileceğimiz en iyi karmalar için ise Jüpiter’e bakmalıyız. Jüpiter’imizin bulunduğu ev ve burcu bu konuda bize hangi konularda iyi karmalar yaratabileceğimizi gösterir. 


Ruhumuzu iyileştirmek için de ilk önce yaralı şifacı Chiron’umuzu iyileştirmemiz gerekir. Chiron bize bu konuda ipuçları sunar. 


Eğer, daha yüksek bir farkındalık yaşamak ve aydınlanmak istiyorsan sana Regresyon Şifası danışmanlığı almanı tavsiye ederiz.

Comments


bottom of page