Regresyon’da en çok çalıştığımız konulardan biri evlilik yapamamak.
Özellikle bu konudan muzdarip kadın danışanlarımın hayatlarını birçok noktada tamamladığını, en zor şeyleri başardığını ama konu ciddi ilişkiye gelince tıkanmalar yaşandıklarını görüyorum.
Şimdi size bununla ilgili bir örnek çalışmamızla geldim.
Danışanımın işi gücü yerinde, son derece sosyal ve oldukça hoş biri. Ancak, konu ciddi ilişkilere geldiğinde işler hiç yolunda gitmiyor. Hep “kusurlu” saydığı partnerlere çekiliyor. Çok çaba harcıyor ancak takdir görmüyor.
Haritasında ilk ilgimi çeken şey 4. evindeki Yengeç burcundaki GAD ve Karma asteroidi kavuşumu oldu. Karma astreoidi aynı zamanda Oğlak burcundaki Juno’ya karşıt açı yapıyor. Yine KAD Neptün ile kavuşumda. Danışan burada, partner konusunda yanılgılara düşebilir demektir. Juno Oğlak olduğu için çalışıp başaran birini ister ancak bilinçaltındaki otoriteyle ilgili kayıtlar onu yanlış ilişki modellerine çekebilir.
Demek ki danışan burada geçmişten gelen aile karmasına sahip ancak bu yaşamda evlilik yapmalı, aile karmasını aşmalı. Ancak konu Karma astreoidi olduğunda geçmiş yaşamları da görürüz. Aynı şekilde geçmiş yaşam anıları da çıkabilir deriz.
GAD’ın, Karma astreoidi’nin ve 4. evin yöneticisi olan Ay ise Akrep burcunda ve Ceres ile kavuşuyor. 4. ev aynı zamanda anne demektir, Ay da öyle zaten. GAD ise baba hakkında da bilgi verir. Burada danışan anne ile fazlaca özdeştiriyor kendini, bir noktada annesinin de annesi gibi oluyor. Çok fazla vefa olduğunu görüyoruz. Baba ise kendini yetiştiren ebeveynlerine bağlı kalmış ve biraz şımartılmış biri. Bu yüzden, danışan güzel bir evlilik görmemiş. Annesine sahip çıkması gerekmiş.
Evlilik evi yöneticisi ise hem Başak burcunda Venüs hem de Merkür ile kavuşumda. İlişkiye çok fazla mantıkla yaklaşıyor, sürekli düzelteceği birini arıyor demektir. Bu yüzden “kusur” bulur, çünkü “kusur” ister. Ayrıca, partner de tatmin olması zor biri olacaktır. Birbirlerini aynalarlar.
Biz burada bu konulara bakarak niyetimizi hazırladık. Niyetimizi hazırlamak için danışanıma sorduğum sorular şunlardı:
“hep kusurlu bulduğun ilişkiler için de mi oluyorsun?”,
“ideal partneri bulmak sana mümkün değil gibi mi geliyor?”
“ilişkilerinde aşırı mantıkla yaklaşıp duygularını ihmal mi ediyorsun?”,
“annene karşı aşırı düşkünlüğün var mı?”,
“kendini kanıtlamış, ailesine sahip çıkan, kariyerli ve olgun karakterli bir partnerin olmasını mı istiyorsun?”
Seansa başlayınca ilk önce danışanımın annesi ile yaşadığı sorunlar çıktı. Annesi mağdur olmasın diye evlenmek istemediğini fark etti. Bu yüzden kusurlu bulabileceği kişileri seçtiğini çünkü ancak o şekilde evlenememesine kılıf uydurabiliyordu.
Seansta daha derine gittiğimizde, danışanım geçmiş yaşantısında da ailesi tarafından evlendirilen ve bu yüzden sevdiği erkekten ayrı kalmış biri olduğunu, bu duygunun bu hayatta da “asla istediğim gibi bir erkekle evlenemem” inancını doğurduğunu, bu yüzden de hep kusur bulmasına sebebiyet verdiğini söyledi. Bu duyguyu o kadar yoğun yaşadı ki, oradaki özlemi ve ayrılık sonrası bir ömür devam eden aşkını… Tüm duygularını boşalttık.
Şimdi bu danışan kazandığı farkındalık ve şifalanmayı seçmesi üzerine sağlıklı bir ilişki dinamiğinin içine girdi.